Ceza Yargılamasında Soruşturma Evresi
Ceza yargılamasında soruşturma evresi, suç işlendiği haberinin alındığı anda başlar. Soruşturmanın başlaması için en az “basit şüphe”nin oluşması gerekir. İhbar veya şikayet sonucunda ya da kendiliğinden suç haberini alan Cumhuriyet savcısı, kolluk güçleri vasıtasıyla işin gerçeğini araştırmaya başlar.
Soruşturma Evresinin Başlangıcı ve Bitişi:
Araştırmada şüphelinin lehine ve aleyhine olan bütün deliller toplanmalıdır.
Yapılan soruşturma sonucunda suçun işlendiğine dair şüphe düzeyi “yeterli şüphe” düzeyine ulaştıysa iddianame düzenlenerek görevli mahkemeye sunulur ve soruşturma nihayete erer.
Ancak yapılan soruşturma sonucunda suçun işlendiğine dair şüphe tamamen ortadan kalkmış suçun işlenmediği anlaşılmışsa yahut şüphe düzeyi “yeterli şüphe düzeyine” ulaşmamışsa savcı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilerek soruşturma sonlandırılır.
Savcıya ulaşan suç ihbarı sonrası “basit şüphe” dahi yoksa savcı soruşturmaya yer olmadığına karar verir.
Soruşturma Evresi Kim ya da Kimler Tarafından Yürütülür:
Genel olarak soruşturma Cumhuriyet Savcısı tarafından yürütülür ve sona erdirilir. Cumhuriyet savcısı soruşturmayı emrindeki kolluk kuvvetleri vasıtasıyla yürütür. Kolluk kuvvetlerinin kendiliğinden soruşturma işlemi yapma yetkisi yoktur. Kolluk kuvvetleri ancak savcının yazılı, acele durumlarda sözlü talimatı üzerine soruşturma işlemi yapabilir.
Ayrıca Ceza Muhakemesi Kanunumuzda bazı işlemlerin yapılması için hakim kararı aranmaktadır.(bkz. Koruma Tedbirleri) Bu işlemler için savcının talebi üzerine Sulh Ceza Hakiminin karar vermesi gerekmektedir.
Ek olarak suç üstü hali ile gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Cumhuriyet savcısına ulaşılamıyorsa veya olayın genişliği itibariyle savcının iş gücünü aşıyorsa Sulh Ceza Hakimi tüm soruşturma işlemlerini yürütebilir, kolluk kuvvetlerine soruşturma işlemleri ile alakalı emir ve talimatlar verebilir.
Ayrıca 6638 sayılı kanunla istisnai durumlarda valilere de soruşturma yapma yetkisi verilmiştir.
Soruşturmanın Gizliliği İlkesi:
Soruşturma evresi kural olarak soruşturma aşaması gizli yürütülür. Bu gizlilikle suç işlenip işlenmediği hususundaki araştırmanın, delillerin karartılması riskiyle karşı karşıya gelmeden tamamlanması amaçlanmaktadır. Gizli olmayan, yapılan işlemlerin taraflara önceden haber verildiği bir soruşturmanın amacına ulaşması çoğu durumda mümkün olmayacak; taraflar ve ilgililer gerçeği manipüle etmek için girişimlerde bulunmaktan çekinmeyeceklerdir. Ayrıca soruşturmanın gizli yürütülmesi kişilerin lekelenmeme hakkının korunmasına da hizmet etmektedir.
Ancak bu gizlilik yine de mutlak bir gizlilik değildir çünkü diğer tarafta da suç isnadı altında olan şüphelinin adil yargılanma hakkı korunmalıdır. Şüphelinin savunmasını yapabilmesi aleyhine olan delillere karşı deliller gösterebilmesi için hangi suçla suçlandığının ve bu suçlamaya esas olan delillerin açıklanması gerekir. Ayrıca istisnai haller hariç olmak üzere şüphelinin avukatı da soruşturmaya ilişkin belgeleri inceleme yetkisine sahiptir.
Kamu Davasının Mecburiliği İlkesi:
Şüphelinin leh ve aleyhine olan tüm delilleri toplayan Cumhuriyet Savcısı suçun işlendiği hakkındaki kanaati yeterli şüphe düzeyine ulaştıysa yani şüphelinin mahkum olma ihtimalinin beraat etme ihtimaline nispetle daha fazla olduğu kanaatindeyse iddianame düzenleyerek görevli mahkemeye sunmak mecburiyetindedir. Bu hususta savcıya takdir hakkı tanınmamıştır.
Maslahata Uygunluk İlkesi :
Her ne kadar hukukumuzda genel ilke kamu davasının mecburiliği olsa da bazı istisnai durumlarda Cumhuriyet Savcısına kamu davası açmama noktasında takdir hakkı verilmiştir. Bu durumlar şu şekilde sıralanabilir:
-Etkin pişmanlık ve şahsi cezasızlık sebeplerinin mevcut olduğu haller
-CMK 171/2′ de öngörülen kamu davasının ertelenmesi hali
-Önödeme ve uzlaştırma halleri
İddianamede neler bulunur:
CMK – Madde 170
(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
- a) Şüphelinin kimliği,
- b) Müdafii,
- c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
- d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
- e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
- f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
- g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
- h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
- i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
- j) Suçun delilleri,
- k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri, Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar(Takipsizlik Kararı):
Cumhuriyet Savcısı yapılan soruşturma sonucunda elde ettiği delillere nazaran bir değerlendirme yapar ve mevcut delillere göre sanığın beraat etme ihtimalini daha yüksek görürse takipsizlik kararı vererek soruşturmayı noktalar.
Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2011/17629 E. 2011/6976 K. sayılı kararında: “Yeni Türk Ceza Adalet Sisteminde benimsenen, “Kişilerin Lekelenmeme Hakkı” ile “Eksiksiz Soruşturma ve Tek Celsede Duruşma” prensipleri uyarınca, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcılarının makul sürede bütün delilleri toplamaları, sadece mahkumiyetle sonuçlanacağını değerlendirdikleri hususları dava konusu yapmaları, beraatle sonuçlanacağını değerlendirdikleri eylemleri dava konusu yapmamaları, yani bir nev’i filtre görevi yapmaları gerekir. “ şeklinde değerlendirmelerde bulunmuştur.
Bunlara ek olarak yukarıda açıklamış olduğumuz maslahata uygunluk ilkesi gereğince cumhuriyet savcısının kamu davası açılmamasını takdir ettiği durumlarda da soruşturma, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilerek sonlandırılır.
Soruşturma Evresi Takipsizlik Kararına İtiraz:
Takipsizlik kararına karşı suçtan zarar gören veya avukatı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren Cumhuriyet Savcısının görev yaptığı yargı çevresi içindeki ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine itiraz edebilir. Örneğin Kocaeli Cumhuriyet Savcısının verdiği takipsizlik kararına karşı Kocaeli Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilmesi gerekecektir.
İtiraz dilekçesinde kamu davasının açılmasının gerekliliğini gösteren deliller, olaylar ve bilgiler açıklanmalıdır.
Sulh Ceza Hakimi itirazın kabulüne karar verirse Cumhuriyet savcısı bir iddianame düzenler.
Takipsizlik kararına itiraz edilmezse veya itiraz reddedilirse bir daha aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz. Ancak daha önce soruşturma dosyasına girmemiş veya dosyaya girse bile değerlendirmeye alınmamış bir delil ortaya çıkarsa Sulh Ceza Hakimliğinden talepte bulunularak durumun değerlendirilmesi ve iddianame düzenlenmesi talep edilebilecektir.
Kocaeli’de Soruşturma Evresi Süreci:
Soruşturma aşaması genel olarak bu şekilde özetlenmekle birlikte; soruşturma dosyanızın akıbeti hakkında detaylı bilgi almak üzere Kocaeli’de bulunan avukatlık ofisimize başvurabilirsiniz. Kocaeli’de değilseniz iletişim kısmında yer alan mail ve telefon numaramızla bize ulaşabilirsiniz.
Not: Ayrıca Ceza Hukukuna ilişkin ola CEZA MUHAKEMESİNDE BASİT YARGILAMA USULÜ (CMK m.251) ve CEZA YARGILAMASINDA SERİ MUHAKEME USULÜ başlıklı yazılarımızı incelemenizi tavsiye ederiz.